Öğretmenlik yaparken hobi olarak başladı. Birçok ödül aldı

Öğretmen Murat Bakmaz Fotoğrafçılığa Tutkusuyla Yeniden Doğdu

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde Türk dili ve edebiyatı alanında lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamlayan Murat Bakmaz, 2011’de zorunlu hizmetini yapmak üzere öğretmen olarak İstanbul’a atandı.

Sultangazi’deki Gazi Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde öğretmenliğe başlayan Bakmaz, kardeşinden etkilenerek fotoğrafla ilgilenmeye başladı.

Bir süre arkadaşının makinesiyle hobi olarak fotoğraf çeken Bakmaz’ın bu serüveni zamanla büyük ve derin bir tutkuya dönüştü. Fotoğrafa olan tutkusu Bakmaz’ı kendisini geliştirerek bu sanatı profesyonel olarak yapmaya yöneltti.

Fotoğraflarında doğa, insan ve günlük yaşam temalarını işleyen, megakentin sokaklarını arşınlayarak “İstanbul” üzerine çalışan Bakmaz, başarısını ulusal ve uluslararası düzeyde aldığı pek çok ödülle taçlandırdı.

Sanatıyla öğrencilerine de ilham olan Bakmaz, fotoğrafçılık dersleri ve söyleşiler vererek gençlere hem estetik hem de sanatsal farkındalık kazandırmayı hedefliyor.

20 ÜLKEYİ GEZEREK FOTOĞRAF ÇEKTİ

Fotoğrafçılığa adım atma serüvenini anlatan Murat Bakmaz, kardeşinin çektiği aile fotoğraflarının hoşuna gittiğini, matematik öğretmeni bir arkadaşının fotoğraf makinesini alarak karıştırmaya başlayınca fotoğrafa ilgisinin arttığını söyledi.

Daha sonra fotoğraf söyleşilerine katıldığını aktaran Bakmaz, “Fotoğraf söyleşilerinde fotoğrafın da tıpkı edebiyatta dilin kullanıldığı gibi kullanılabildiğini fark ettim. Kelimeleri çok iyi kullanabiliyor muyum emin değilim ama fotoğrafla kendimi daha iyi ifade edebileceğimi fark ettim. Yavaş yavaş fotoğraf çekmeye başladım.” dedi.

İlk zamanlar manzara ve makro fotoğraflar çektiğini, zamanla kendisini seyahat fotoğrafları ve foto belgeselle tanımlamaya başladığını ifade eden Bakmaz, şimdiye kadar Türkiye’de 78 şehri, dünyada ise 20 civarında ülkeyi gezerek fotoğraf çektiğini anlattı.

Bakmaz, fotoğraf sanatında kendisini geliştirirken öğretmenliğin sağladığı katkıyı şu sözlerle anlattı:

“Edebiyat öğretmeni olmam sebebiyle okuma alışkanlığım var. Okuma alışkanlığımın çok büyük bir katkısı oldu. Hem okudum hem de izledim. Bunlar fotoğrafçıyı çok geliştiriyor. Yani bunu şöyle tanımlayabiliriz. İyi bir şair olabilmemiz için iyi bir şiir okuru olmanız lazım. İyi bir roman yazarı olabilmek için iyi bir roman okuru olmanız lazım. Tabii bunun dışındaki diğer alanlardan da beslenmek gerekiyor ama fotoğrafta da böyle iyi bir okur, iyi bir izleyici olmazsanız olmuyor. Edebiyat öğretmeni olmam bana bunu sağladı.”

Edebiyat ve fotoğrafın iç içe olduğunu dile getiren Bakmaz, “Hatta bence fotoğraf edebiyatın biraz günümüzde reeldeki devamı gibi de düşünüyorum. Olaylara bağlı edebi türleri geçmişte destanlarla halk hikayeleriyle mesnevilerle romanlarla hikayelerle anlattık. Şimdi fotoğraflarla hatta videolarla anlatıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

ULUSLARARASI FESTİVALDE SERGİ AÇTI

Bakmaz, fotoğrafçılığa başlamasının öğrencileriyle ilişkilerini de olumlu yönde etkilediğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Öğrenciler z kuşağı. Sosyal medyayı çok etkin kullanıyor. Sosyal medyada fotoğraflarımı yayınlamam ve onların da bunları görmesi formal ilişkinin dışında informal bir ilişkiyi de aramızda oluşturmaya başladı. Bunun yanında ara ara gelip benden fotoğrafla ilgili ‘Şunu nasıl daha iyi çekebilirdik, bunu nasıl daha güzel gösterebilirdik?’ gibi sorular sormaya başladılar. Bunların cevabı olarak bir zaman sonra çocuklara fotoğraf eğitimleri vermeye başladım. Eğitim verdiğim gruplardan biriyle de uluslararası festivalde sergi açtık.”

​​​​​​​Fotoğrafçı arkadaşlarını her hafta okula davet ederek söyleşiler düzenlediğini aktaran Bakmaz, öğrencilerinin hem fotoğrafa hem sanata hem hayata bakış açısını geliştirmeye çalıştığını dile getirdi.

Fotoğraf sanatçısı Bakmaz, Sultangazi’deki öğretmen arkadaşlarına bir fotoğraf makinesi markasıyla işbirliği yaparak eğitim ve fotoğraf atölyesi düzenlediğini de anlattı.

Çektiği fotoğraflarla çok fazla ödül aldığını belirten Bakmaz, şöyle konuştu:

“Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği öğretmenler arası fotoğraf yarışmasında aldığım ödülü ayrı tutarım. Şehit Mustafa Cambaz anısına düzenlenen fotoğraf yarışmasında Cumhurbaşkanımızın elinden aldığım ödülü ayrı tutarım. Bakü’de çektiğim bir fotoğrafla geçen yıl Xposure Fotoğraf Festivali’nde mimari kategoride birinci olmuştum. O fotoğrafı hem çekerken hissettiğim duygular hem de ödül aldığım zamanki hissiyat beni mutlu etmişti. Birçok fotoğrafın böyle hikayesi var. Hepsini böyle tek tek zihninden geçirince ayrı ayrı mutlu oluyorum.”

​​​​​​​Bakmaz, fotoğraflarını çekerken her zaman kafasında bir tema, konu ya da arka plan olduğunu aktararak, şunları kaydetti:

“Öncelikli olarak kendimi ilerleyen zamanda İstanbul fotoğrafçısı olarak görmek istiyorum. Onun için de İstanbul’u sürekli sokak sokak arşınlıyorum. Özellikle suriçinde hangi sokakta kedi, köpek, evsiz var, hangi sokağın sonunda seyyar satıcıya hangi saatte ışık düştüğünü az çok kafamda oturttum diyebilirim. Temalarımdan biri aslında İstanbul. Bunun yanında Anadolu’yu da önemsiyorum. Özellikle Anadolu’nun düğün kültürü, düğün kültürü üzerinden ne kadar biz olduğumuzu, ne kadar birbirimize benzediğimizi anlatarak bunu da özel olarak çalışıyorum. Bunun dışında çalıştığım başka konular da var. Mesela mülteci kampının günlük yaşamını çalıştım foto belgesel olarak.”

Öğretmenler Günü dolayısıyla kendisini çok özel hissettiğini dile getiren Bakmaz, meslektaşlarına, “Hayata tutunacağınız, sizi mutlu edecek bir hobi edinin.” mesajı vererek sözlerini tamamladı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir